27 Ocak 2009 Salı


TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu olarak, 2006 yılında, sadece yurt dışında yaşayan göçmen Türkler’in katılabileceği bir öykü yarışması düzenledik.

Yarışmamızın bu kadar ilgi göreceğini bilmiyorduk. Hayattan edindikleri deneyimlerin dışavurumunu edebiyatın olanaklarıyla yapmak isteyenlere küçük bir dokunuşta bulunmak istedik; edebiyat nehrinin bir kıyısından attığımız bu küçük taş halkalanarak büyüdü.

Pek çok insan kurgulu bir metin yazmak için ilk kez kalemi eline almıştı. Bir çoğu hep öykü yazmak istemiş ama buna cesaret bulamamıştı. Bir kısmı zaten yazıyordu; yarışma onlar için yeni bir ürünün oluşturulması olanağını sağladı.

Yarışmamızın sadece -radyomuz Türkçe Yayınları’nın seslendiği kitle olan- yurt dışında yaşayan göçmen yurttaşlarımıza açılması ve bu açıdan bir ilk olması, adaylarımızı onurlandıran ve sevindiren ilk şeydi. Ödül alan eserlerin tiyatro sanatçıları tarafından seslendirilecek ve radyomuzda yayınlanacak olması, onları katılmaya özendiren ikinci bir etken oldu. Ve elbette Evinde Yabancı adıyla yayımladığımız kitap. Bu kitapla pek çoğunun düşü gerçek oldu.

Bizim de. Yarışmayı düzenlerken, bulundukları ülkelerde ikinci dilleriyle yaşayan göçmenlerimize anadillerinde düşünmek ve yazmak için bir fırsat sunmak istiyorduk. Bunun en iyi biçimi edebiyat olabilirdi. Bütün yazı evreni içinde, en fazla öykünün anlatım olanakları çarpıcı biçimde bulup çıkarabilirdi, hayatın yüzeyde akıp giden yaşam kavgası dalgalarının altında, dipte kalmış bir imgeyi, bir an’ı, bir yaşantıyı.

Yazarlar göçmen olunca, öykülerin daha çok göçten söz edeceğini az çok tahmin ediyorduk. Gerçekten de konu sınırlaması olmadığı halde adaylarımızın çoğu iki vatanlı, iki kimlikli, iki dilli olmanın hallerini yazdılar. Kimi bir edebiyat türü olarak öykü tanımlarının dışında kalsa da, göçmen sorunlarına değinen konular etrafında örülmüş bu öyküler, göç metinlerini bir araya getiren bir birikime dönüştü.

Ödül alan yapıtlar ile radyoda yayınlanmaya uygun olanları Sizin Öyküleriniz adıyla dinleyicilerimizle buluşturduğumuzda, üretimden gelen sevinç, adaylarımızda yeni öyküler yazma isteği uyandırdı. Eserlerinin bir kitapta yayınlanacak olması onlara güç verdi. Yazının nerelere ulaşabileceği konusunda somut fikirleri vardı artık.

EVİNDE YABANCI FRANKFURT KİTAP FUARI'NDAYDI

Frankfurt Kitap Fuarı, bu yıl 60. kez kapılarını açarken, Türkiye, dünyanın en büyük ve en saygın kitap fuarı olarak kabul edilen bu etkinliğin onur konuğuydu. 2008 yılı başından itibaren Almanya’nın çeşitli kentlerinde başlayan bir dizi etkinlikle ve Frankfurt’ta 15-19 Ekim 2008 tarihleri arasında yapılan fuardaki “Konuk ülke: Türkiye” uygulamasıyla bütün Almanya ve dünya edebiyat toplumu, Türkiye’yi izledi, Türkiye’yi konuştu. Bütün Renkleriyle Türkiye teması altında düzenlenen fuarda, Türkiye’nin renklerinden biri olarak TRT de bu önemli etkinliğin bir parçası oldu.

Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda, yurt dışında yaşayan Türkler’in katılımına yönelik düzenlediğimiz öykü yarışmasının ardından yayınladığımız Evinde Yabancı adlı kitabın Türkçe, Almanca ve İngilizce baskılarını Frankfurt’ta ücretsiz dağıttık.

Evinde Yabancı yurt dışındaki göçmen Türk nüfusun en yoğun olduğu ülke olan Almanya’da gerçekleşen bir kitap fuarı için ideal bir seçkiydi. Amacımız, Türk göçmenlerce yazılmış göç öykülerinin daha çok sayıda okurla, özellikle de Alman okurlarla buluşmasıydı. Belki böylece, iç’ten ses veren bu göç hikayelerini okuyan Almanlar, ülkelerini-kentlerini-apartmanlarını paylaştıkları Türk komşularını daha farklı açılardan da anlayabilirlerdi.

Nitekim yoğun bir ilgi gördü kitabımız. Fuarda dağıttığımız 500 Türkçe, 500 Almanca ve 300 İngilizce Evinde Yabancı, artık, Türk göçmenlerin öykülerini merak eden okurların elinde.

Almanya’da yaşayan Türklerin yoğun ilgisiyle, tarihindeki ziyaretçi rekorunu kıran Frankfurt Kitap Fuarı’ndaki TRT standına, kitabımızın kimi yazarları da geldi. Keyifli buluşmalar oldu bunlar. Çünkü yarışma vesilesiyle 2006 yılı başında birlikte başladığımız yolculuğun en güzel duraklarından biriydi standımızdaki kucaklaşmalar. Yarışma öykülerinin bir kitapta toplanması; bu seçkinin en çok okunan yabancı dillere çevrilmesi; bunların Frankfurt Kitap Fuarı’nda uluslararası edebiyat platformuna sunulması... Bu yolu adım adım birlikte yürüdük. Yazarlarımız tüm bunların kendilerini daha çok yazma yönünde yüreklendirdiğini söylerken, biz, en büyük mutluluğumuzu yaşadık. Şimdi en büyük dileğimiz, onların yollarına devam etmeleri, bize yeni öykülerinin, yeni kitaplarının müjdelerini vermeleri.

Dil köprüsünde buluştuk. Hollanda’da üşüyen, Kanada’da özleyen, Almanya’da direnenlerin yaşantılarını, içimizde hissettik. Çünkü bilmediğimiz kentlerde, alanlarda, sokaklarda akan hayatların kırılma noktalarında insanı bulmuştuk, kendimizi. Gözlerimizi satırlardan alıp o uzaklara götürdüğümüzde anlatılan artık biz’dik.

Edebiyat biraz da bu değil midir.


PINAR ŞENEL
Yapımcı ve Editör